Zorunlu Karşılık Oranı

Zorunlu Karşılık Oranı
Bankalar tarafından toplanan mevduatlar karşılığında mevduatların TCMB bulundurulmasıdır. Mevduat toplayan bankalar, Merkez Bankası tarafından toplanan belirli miktardaki mevduata tekabül eden tutarı tutmalıdır. Bu başvuru Türkiye’de faaliyet gösteren tüm yerli ve yabancı bankalara tabidir. Yanıt oranı mevduat vadesine ve para birimine göre değişir.

Merkez Bankası zorunlu karşılıklara faiz ödeyebilir ve bankalara faiz veremez. Bankacılık sisteminin teminat benzeri bir yapı ile daha sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için başlangıçta politik uygulamaya başlanan Z orunlu yanıt oranı, Merkez Bankası’nın likidite kontrolü için önemli bir para politikası aracı haline gelmiştir. Örneğin, zorunlu karşılık oranlarının artırılması, bankaların kredi kaynaklarının azalmasına ve dolayısıyla para arzında bir azalmaya yol açmaktadır. Bu, zorunlu karşılık oranlarındaki değişimle parasal sıkılaştırmanın veya gevşemenin mümkün olduğu anlamına gelir. Özet olarak, zorunlu karşılık oranlarındaki değişim, ekonomiyi aşağıdaki iki temel yolla (kanalları) etkiler;

Maliyet kanalı: Özellikle, bankalar rezervlerine faiz almazsa, zorunlu karşılık oranlarındaki artış faizsiz Merkez Bankası’nda daha fazla kaynağın mevcut olduğu anlamına gelir ve sonuç olarak bankaların bu maliyet artışını yansıtması beklenebilir. kredi oranları.
Likidite kanalı: Karşılık rasyosundaki artış, bankaların mevcut kaynaklarını kredilendirilebilir kaynakları ile birlikte azaltabileceği anlamına gelmektedir. Bankalar daha az kredi vermeyi tercih edebilir. Likidite düşüşü, bankaların Merkez Bankası’ndan daha fazla fon ihtiyacı olacağı anlamına da geliyor.
Zorunlu rezervler dünyanın birçok ülkesinde farklı oranlarda uygulanır. TCMB tarafından çeşitli hesaplar için belirlenen mevcut cevap oranları sürekli güncellenerek belirlenmektedir. Bankaların kredi oranlarını da belirleyen faktörlerde biridir.

“Zorunlu Karşılık Oranı” üzerine bir yorum

Yorum yapın