Rüyaların Tarihi ve Rüyaların Yorumlanması

Rüya Yorumunun Tarihi

Rüyalar, Yunan mitolojisi, İskandinav destanları, Gılgamış Destanı, Antik Roma, Kuran ve İncil gibi birçok eski kültürün bir parçası olmuştur. Rüyalar tanrılardan gelen mesajlar, geleceğin habercisi, yorumlanması gereken bilmeceler veya dikkate alınması gereken uyarılar olarak görülüyordu. Araştırma laboratuvarlarında rüyaların incelenmesi, 1953 yılında Azerinsky ve Kleitman’ın REM uykusunu keşfetmesiyle başladı.

Rüyaların Yorumlanması

Chris Waldherr’in Kayıp Düşler Tarihi, geçmiş ile günümüz, gerçek ile kurgu ve nihayetinde yaşam ile yaşam arasındaki çizgileri bulanıklaştıran bir romandır. ölüm. Bu, her tahminin daha büyük bir açıklamaya doğru atılmış bir adım olduğu ortaya çıkan gerçeküstü, sürükleyici bir hikaye. Rüyalar belki de en çok tartışılan, araştırılan ve yazılan konulardan biridir. Kimine göre geleceğe dair ipuçları, kimine göre hiçbir anlamı olmayan şeyler, kimine göre ise uyku sırasında bilinçaltına itilen deneyimlerin açığa çıkması… Eski uygarlıklarda bile falcılar çok etkili bir devlet memuruydu, devlet adamlarının hayallerinin yorumlanması yoluyla yönetiyordu. İnsanların gizemlere olan ilgisi ve bu konu hakkında yazılıp anlatılması ortak bir kültürel miras oluşturmuş, insanları rüyaları geleceğin habercisi ve doğaüstü olaylar olarak görmeye teşvik etmiştir.

Uykunun evreleri anlaşılmaya başlandıkça rüyalar ve rüya görme üzerine yapılan araştırmalar daha da önem kazanmıştır. Daha önce rüyaların yalnızca REM (hızlı göz hareketi) uykusu sırasında gerçekleştiği düşünülüyordu ancak araştırmalar arttıkça rüyaların hızlı olmayan göz hareketi (NREM) uykusu sırasında da oluştuğu fark edildi. Araştırmalara göre tüm gece boyunca rüya görüyoruz ve en uzun uyku 6 saniyeden kısa sürüyor. Ayrıca uyku sırasında maruz kaldığımız gürültü, ışık, koku, sıcaklık ve fiziksel temas gibi faktörler de rüyalarımızı etkiler. Araştırmalar ayrıca rüyaların uykunuzu koruduğunu ve sağlıklı kalmanızı sağladığını da göstermiştir.

Rüya kitaplarının tarihsel gelişimine geçelim.
Eski insanlar için rüyaların sel, deprem, yıldırım gibi doğal afetlerden hiçbir farkı yoktu. Bu cümleyi daha detaylı anlatırsam ilk insanlar doğa olaylarını bilmiyorlardı. Bu doğa olaylarının nasıl meydana geldiğini merak ediyorsunuz ama bunları kendiniz açıklayamıyorsunuz. Rüyalarında her şey şöyledir: Rüyalarında uçarlar, ölü biriyle temasa geçerler ya da bir etkinliğe katılırlar ama uyandıklarında kendilerini oldukları yerde bulurlar. Bu durumu anlayamıyor ve anlatamıyorsunuz. Yani onlar için doğa olayları rüyalarındaki nesnel olaylardır.

Doğu kültüründe rüyaların anlamı

Rüyaların Yorumu, psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’un neden rüya gördüğümüzü ve rüyaların psikolojik yaşamlarımızda neden rol oynadığını araştıran çığır açıcı bir kitabıdır. Freud, bilinçdışı teorisini rüya yorumlarıyla ilgili olarak sundu ve daha sonra Oedipus kompleksi teorisi haline gelen şeyi tartıştı. Kitap, rüyaların açık ve gizli içeriği, rüyaların özel dili, arzuların gerçekleşmesi olarak rüyalar, çocukluk deneyimlerinin anlamı ve çok daha fazlası hakkındaki teorileri inceliyor. Freud, rüyaların kendi mantığını takip eden ve bilinçdışının işleyişine ve onun insan yaşamındaki önemli rolüne yeni bir ışık tutan zihinsel faaliyetler olduğuna inanıyordu. Rüya Yorumu, herkesin bilinçsiz süreçlerin gerçeğini kendi başına keşfetmek için seyahat edebileceği bir “kraliyet otoyolu” dur. Kitap, Oedipus kompleksi ve serbest çağrışım gibi psikanalizin temel kavramlarını tanıtıyor.

Doğu kültürlerinde rüyalar dini ve ahlaki ilkelere uygun olarak yorumlanır. Rüya kitabında her sembolün kendine özgü bir anlamı vardır ve rüyalar, rüya yorumcusunun bu anlamların bir araya gelmesiyle değerlendirilir. Başlangıçta, Doğu kültürlerinde rüyaların psikolojik kökenleri olmadığı, daha ziyade Tanrı’dan gelen mesajları aktarmanın bir yolu olduğu düşünülüyordu. Rüyalar geleceği öngören olaylar olarak görülüyordu. Rüyalar konusu Talmud’da ve İncil’de incelenmiştir ve hatta Hıristiyanlık tarihinde çok iyi rüya yorumcuları vardır. İslam’da rüyalar sadece konunun uzmanları tarafından yorumlanır ve rüyalardaki sembollerin anlamı kişiye ve zamana göre değişir.

Atom fikrinin babası Demokritos’a göre rüyalar, dış dünyadan gelen diğer ruhların açık deliklerden bedene girmesiyle ortaya çıkar.

Elbette atomlardan, fizikten ve psikanalizin kurucusu Freud’un rüyalar hakkında söylediklerinden bahsetmeden bu konuyu bitirmeyeceğim. Freud’a göre rüyalar zihnin bilinçdışına ulaşma yoludur. Uyku sırasındaki kişisel deneyimler ve uyanınca görülen rüyalar dediğimiz şeyler aslında uyku sırasındaki bilinçdışı zihinsel işlevlerin sonucudur. Freud, ruhun rüya yaratma süreci üzerinde hiçbir etkisinin olmadığına inanıyor. Üstelik Sigmund Freud, rüyaların geleceği öngördüğü fikrine de katılmadı çünkü onları rasyonel bulmadı.

Tıpkı atomun bir insanın etrafındaki nesnelerin doğası hakkında bilgi sağlaması gibi, rüyalar da bilinçaltı süreçlerimizin ve davranışlarımızın güçlü bir kaynağı haline geldi. Freud’a göre rüyanın asıl görevi, rüyanın devam edebilmesi için uyku sırasında açığa çıkan dürtülerin, güdülerin ve arzuların bilinçaltına girmesini engellemektir. Eğer rüyalar yardımcı olmasaydı uyuyamazdık. Bu nedenle rüyalar uyumamıza yardımcı olur.

Freud’a göre rüyalar nasıl yorumlanır?
Freud, rüyayı görene sorular sorarak rüyanın kaynağına ulaşmayı başardı. Bu yönteme serbest çağrışım adını verdi. Serbest çağrışım tekniğinde rüyalarda bağlantısız, anlamsız ve saçma görünen karmaşık semboller yalnızca bilinçdışının gizlenmiş görünümleridir. Ona göre bu onların yorumlanması meselesidir. Size bir örnek vereyim: Rüyamda bir at gördüm. “Murat” demek yerine ata yüklediğiniz anlamı düşünebilir, o anlama ve hayatınıza bakıp ona göre yorumlayabilirsiniz.

Kısacası rüyalar ve yorumlanması konusu neredeyse insanlık tarihi kadar eski ve köklüdür. Bu konu üzerine sayısız kitap yazıldı. Ancak bu konunun doğruluk payı varsa o da tamamen subjektiftir. Psikiyatriye ilgi duyan biri olarak psikolojinin bu konuda sunduğu açıklamaları daha iyi anlıyorum. İnsan beyni ve dolayısıyla rüyalarla ilgili araştırmalar devam ederken, bu konuda kapıyı açık bırakıyor ve bilimsel şüphecilikle yeni bilgileri araştırmaya ve okumaya devam ediyorum. Ayrıca durumların yanlış ve sömürücü olduğu durumlarda (örneğin, rüya tabiri kisvesi altında aldatıldığınızda) dikkatli olmanızı tavsiye ediyorum. Hayaller sonuçta sizindir, onlara değer verin ve inanmak istediğiniz inanç ve teorilere inanın.

Rüya ile İlgili Kitap Önerisi;
Jacques Montangero – Rüyanın Psikolojisi
Sigmund Freud – Rüyaların Yorumu
Erich Fromm-Rüyalar Masallar Mitler

Bu yazı Wikipedia adresinden derlenmiştir.

Yorum yapın