1929’da bir Alman bilim adamı, İstanbul’daki Topkapı Sarayı’nın kütüphanesinde belgeleri ve eski eserleri incelerken gizemli bir şey keşfetti. İlahiyatçı, 16. yüzyılın başlarına kadar uzanan ceylan derisi parşömen üzerine basılmış bir harita buldu.
Şaşırtıcı bir şekilde, esrarengiz harita Güney Amerika’nın bir bölümünü gösteriyor ve aynı zamanda Kristof Kolomb’un okyanus yolculuklarının en eski kartografik kaydını da temsil ediyor. Ancak, haritanın o zamanlar kimsenin bilmemesi gereken şeyleri ortaya çıkardığına inanılan harita uzun süredir tartışma konusuydu. Bu ayrıntılı belge aslında neyi gösteriyor?
Piri Reis Haritası Nedir?
Piri Reis’in haritası, 1513 yılında Piri Reis olarak bilinen Hacı Ahmed Muhyiddin Piri adlı bir Osmanlı denizci ve haritacı tarafından yapılmıştır. Bu, Orta Çağ’da navigasyon için kullanılan, bazen liman haritası, pusula veya kerte haritası olarak adlandırılan bir portolan haritasıdır. Bu çizelgelerde, bir limandan diğerine olan rotalar, farklı loxodrome’lar kullanılarak özel olarak belirlenir. Bu özel harita son derece ayrıntılı, ancak hasarlı – bugüne kadar yalnızca üçte biri hayatta kaldı.
Eski belgede bulunan el yazısıyla yazılmış bir nota göre, Piri Reis onu birincil kaynaklar olarak birkaç başka harita ve diyagram kullanarak derledi. Bunların arasında sekiz Batlamyus haritası, dört Portekiz haritası, bir Arap haritası ve Kristof Kolomb tarafından çizilen bir harita bulunmaktadır. Harita Avrupa, Afrika ve iki Amerika’yı gösteriyor. Afrika ve Güney Amerika’nın Atlantik kıyılarının çoğu doğru görünse de, Karayip Denizi ve Kuzey Amerika’nın bazı bölümlerinin görüntüsünde çarpıtmalar ve hatalar var.
Örneğin, bazı Karayip adaları eksik, ancak Antilia adında efsanevi bir ada eklendi. Keşfedildiğinden bu yana, harita diğer bazı sıra dışı özelliklerle büyük ilgi gördü. Bunların en önemlisi, bazılarının Antarktika dediği, eğer öyleyse, gerçekte keşfedilmesinden yaklaşık 300 yıl önce Reis tarafından haritasını çıkarılmış olan kara kütlesinin ortaya çıkışıdır. Daha da endişe verici bir şekilde, güney kıtası söz konusu olduğunda, 6.000 yılı aşkın süredir görülmeyen bir şey olan buzsuz olarak da sunuluyor. Dolayısıyla bu harita ilk çağdan günümüze modern icatlar sıralamasında ilgi çekici olarak karşımıza çıkıyor.
Piri Reis’in Haritası Çelişkiler
Geleneksel kaynaklara göre, Antarktika 19. yüzyılın başlarına kadar keşfedilmedi (ancak bilim adamları onu ilk keşfeden kişinin kim olduğu konusunda hemfikir değiller). Dolayısıyla, Piri Reis haritası bu kara kütlesini gösteriyorsa, yaratıcısının daha sonraki kaşiflerin sahip olmadığı fikirlere sahip olduğunu gösterir. Bazıları için bu, dünyanın haritasını herkesten çok önce olağanüstü ayrıntılı bir şekilde çıkarabilen, yok olmuş bir uygarlığın kanıtıyken, diğerleri bunun haritayı uzaylıların uzaydan incelenmekte olan gezegeni keşfettiklerinde oluşturduklarının bir işareti olduğuna inanıyor.
Antarktika’yı temsil ettiği fikri, birkaç öğrencisiyle haritayı inceleyen Profesör Charles Hapgood tarafından 1965 tarihli Maps of the Ancient Sea Kings adlı kitabında popüler hale getirildi. Hapgood için Antarktika’nın görünümü, haritanın bilinen herhangi bir haritadan çok daha eski bir şeye dayandığının bir işaretiydi. Bu fikir, tarih öncesi bir uygarlığın denizleri inanılmaz bir doğrulukla haritalamak için teknolojik ve navigasyon becerilerine sahip olduğunu öne sürüyor.
Hapgood, harita detayı göz önüne alındığında, bu kayıp uygarlığın kıtayı havadan da görmüş olması gerektiğine bile inanıyordu. Böylece hem denizlerde hem de göklerde dolaşabilen, o zamana kadar bilinmeyen bir medeniyettiler. Bu varsayımlar için gerçek bir kanıt olmamasına rağmen, çoğu kişi artık gerçeğe ikna olmuştur.
Aslında, arazi büyük olasılıkla Antarktika değil. Bir açıklama, anormal kıtanın aslında orada var olduğu düşünülen kıta – Terra Australis Incognita adlı bir kıta olmasıdır. Birçok modern harita, gerçekte var olduğuna inanılan efsanevi alanlarla doludur. Bunlar Cennet Bahçesi, El Dorado ve Prester John’un topraklarını içerir.
Bu yazı owlcation adresinden derlenmiştir.