Yaşlanmayı önleyerek insan ömrünü uzatmak isteyen bilim insanları son derece önemli bir çalışmaya imza attılar. Harvard Tıp Okulu’ndan Dr. David Sinclair ve Paul F. Glenn ve diğerleri tarafından yönetilen araştırma yaşlanma sürecini hızlandırabileceği ya da yavaşlatabileceği görülmüştür. Başarı, önceki çalışmaların çoğundan farklı bir yöne odaklanmamızla mümkün oldu. Bilim adamları bu kez DNA’daki mutasyonlar yerine epigenetik üzerine çalışmalar yaptı.
Fareler önce yaşlandı, sonra gençleşti!
Ekip, bir memeli deneyi için bir grup farenin genetiğini değiştirdi. Bu değişiklik, farelere belirli bir ilaç verildiğinde vücuttaki bir enzimin genomdaki 20 farklı yerde DNA’yı kesmesini sağlayacaktır.
Bu çalışmanın temeli 20 yıllık bir geçmişe sahiptir. David Sinclair, yaşlanmanın hücrelerin devam etmeleri için hayati önem taşıyan bilgileri “kaybetmesinden” kaynaklandığını öne sürdü. Bu bilgi kalıtsal genler tarafından sağlanmıştı. Teoriye göre hücreler bilgi kaybından dolayı zamanla genlerini geri kazanamadılar. Ne kadar çok genomik hasar biriktiyse, iyileşme yetenekleri o kadar düşük oldu.
Çalışmada kullanılan ilaç sayesinde enzimin DNA’da yaptığı kesikler de bu test için tasarlandı. Test, David’in teorisine benzer etkiler gösterdi; Fareler birkaç hafta içinde saçlarını kaybetti ve birkaç ay sonra dokularında kırılganlık ve yaşlanma belirtileri arttı.
Yaşlanma süreci tersine çevrilebilirdi:
Bir sonraki adım, farelerde yaşlanmanın tersine çevrilip çevrilemeyeceğini görmekti. Bunu test etmek için, bilim adamları “yaşlı” farelere OSK genini taşıyan adeno-ilişkili bir virüsü enjekte ettiler. Bu karışım, epigenetik yeniden programlamada kendini yeni kanıtlamış bir teknikti. Farelerin kas, böbrek ve retinalarında yapılan gözlemlerde; DNA kesiklerinin neden olduğu hasarın neden olduğu epigenetik değişikliklerin tersine çevrilebildiği gözlemlenmiştir. Bir hayvanın yaşlanmasının “istendiğinde yönetilebileceği” gösterilmiştir.