Bilinenin aksine insanlara göre yaşanan tüm olaylar gizemlidir. İnsanlar bu gizemli olayları anlamak için gözlemler yapmaya başladılar. Baktıklarında gök gürültüsüne, kavurucu güneşe, rüzgara kısacası hayatlarını alt üst eden her şeye karşı bir şeyler hissetmeye başladılar. Duygularını ifade etmek için onu, yani doğayı taklit etmeye çalıştılar. Dalların hareketlerini, hayvanların hareketlerini, rüzgarın nefesini kullandılar ve bu hareketler bir dans yarattı. Dans hareketleri sırasında dallarla ağaç gövdelerine vurma ve sesleri tekrar etme sırasında müzik devreye girer. Müziği, dini ayinlerde tanrılarıyla iletişim aracı olarak kullanması, mitoloji ve müzik ilişkisinin çıkış noktasını oluşturur.
Zamanla insanların gözünde müziğin tanrılarla olan ilişkisi iletişim araçlarının ötesine geçmiştir. Müzikleriyle tanınan tanrılar hakkında hikayeler anlatılmaya başlandı, hatta bazıları müzikle özdeşleştirildi. tanrılar; Bazen müziğin sihriyle uğraştığı, bazen de bir enstrüman yarattığı söylenir.
Müziğin tanrıları birçok mitolojide benzer ve farklı yönleriyle yer alsa da günümüzde Batı müziğini etkilediği kabul edilen Yunan mitolojisi ayrı bir önem taşımaktadır. Etimolojik açıdan bakıldığında “müzik” kelimesinin kökeni Yunan mitolojisine dayanmaktadır. “Müzik” kelimesi, Yunan mitolojisinin 9 ilham perisi Musa’dan gelmektedir. Yunan mitolojisinde müziğin tanrılar üzerindeki etkisi çeşitli mitlere yansımıştır. Farklı mitleri ve farklı müzik hallerini yansıtır. İşte bu mitlerden ve tanrılardan bazıları:
HERMES ve APOLLO
Tanrıların en kurnazı olarak bilinen Hermes, kardeşi güneş tanrısı Apollon’un hayvanlarını çalar ve saklanmaya başlar.
Apollon ise çok sinirlenir, Hermes’in saklandığı yeri bulur ve hızla oraya gider. Hermes’in saklandığı yere yaklaşan Apollon, bir lirin sesini duyar ve tüm öfkesi bir anda uçup gider. O da gönüllü olarak hayvanları Hermes’e bırakır. Müziğin yatıştırıcı yanını elbette öfkeli bir Apollon’un duygusal dönüşümünden anlayabiliriz. Ancak müziğin diğer yüzü de burada yansıtılır: müzik en zeki insanları bile baştan çıkarabilir.
PAN
Başka bir efsane, yarı insan, yarı hayvan Pan’ın müzikle ilişkilendirilmesiyle ilişkilendirilir.
Bugün de bilinen Pan, flütü icat eden Pan’dır. Pan’ın güçlü bir cinsel isteği vardır. Kadınları baştan çıkarmak için müzik yeteneğini kullandı. Pan miti, müziğin cinsel etkisini yansıtır.
ORPHEUS
Kuşkusuz müzik, insanların hayal gücünü etkileyebilir, onları duygu değişikliği ile yönlendirebilir ve ikna edebilir.
Öyle ki Orpheus, karısı Eurydice için yeraltı dünyasına inmiştir. Ölüler diyarında liriyle tanrıları ve cinleri etkilemiş ve yumuşatmıştır.
HARMONİA
Güzellik tanrıçası Afrodit ile savaş tanrısı Ares’in kızı Harmony, müzikteki uyumu ifade eder. Bir tarafı savaşı, diğer tarafı güzelliği temsil eden melezlerin ve zıtlıkların tanrıçasıdır. Müzikteki uyumun kökeni bu tanrıçadan gelir.
SİREN
Sözlüklerde canavar düdüğü anlamına gelen siren kelimesinin kökeni Yunan mitolojisine kadar dayanmaktadır. Efsaneye göre sirenler denizlerde yaşayan yarı kuş yarı kadın yaratıklardır. Sesleri çok güzel olan sirenler, müzikal sesleriyle denizcileri cezbeder ve kayalara vurmalarını sağlar. Sirenler ve müzikleri, müziğin çekici tarafının mitolojiye dönüştürülmesidir.
Yunan mitolojisinde müzik hakkında söylenenler, müziği sadece güzel sesli ve çalgılı insanlara indirgemekle kalmadı, daha da ileri gitti. Efsanelerde anlatıldığı gibi müzik, insanların davranışları aracılığıyla duyguları üzerinde büyük bir etkiye sahip olabiliyor. Söylenenlerin üzerinden binlerce yıl geçmesine rağmen aynı etki insan zihnini farklı şekillerde etkiler.
KAYNAKÇA
İnsanlığın Sembolik Dili
http://radyo.trt.net.tr/Galeri.aspx?Sayfa=1&OID=dc100e07-0678-45fc-a627-ef6348140301&ArsivTip=7&TabloId=8#
Eroglu,Türker ; Türk Dans Antropolojisine Giriş , Yurtrenkleri Yayınları , Ankara 2010
Köktan , S ( 2014) Mitoloji Dans ve Müzik , TÜRÜK Dil, Edebiyat ve Halkbilimleri Araştırmaları Dergisi , Sayı 3. (2014) , Sayfa ( 261- 271)
Dönmez, Kılınçer , S ( 2011) Müziğin Yunan Mitolojisi ve Batı Kültürü İçindeki Algılanışı
İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi , Sayı 1. Yıl ( 2011) Sayfa ( 101-113)