Bir Ilgın’lı olarak ilçemi elimden geldiğince her platformda tanıtmak istiyorum. Bunun için yazdıklarım çoğunlukla ilçenin sosyo ekonomik yapısı ve genel özellikleri gibi bilgileri içerse de çoğunlukla güncel bilgileri almakta zorluk çekiyoruz.
KLASİK ÇAĞDA ILGIN
Ilgın, MÖ 1500 ile 1200 yılları arasında doğdu. Hititler tarafından bugünkü yerleşim yerinin 25 km kuzeydoğusunda YALBURT adında büyük bir şehir devleti olarak kurulmuştur. Su kaynaklarını kutsal sayan Hititler, kaynağın çevresine büyük taşlar dikerek üzerlerine dini ve tarihi olaylar yazmışlardır.

Antik çağda TRIATUM adıyla anılan Ilgın, Kral Yolu üzerinde olması nedeniyle önemli bir kent olarak dikkat çekiyor. Ege kıyısındaki Lidya’nın başkenti Sardes’ten Mezopotamya’ya uzanan kral yolu üzerinde bulunan Ilgın çevresi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından Hititlere tanık olduktan sonra 1077 yılında yaptırılmıştır. . Firik, Lidya, Roma ve Bizans dönemleri. Fethedildi ve Büyük Selçuklu topraklarına katıldı.
ANADOLU SELÇUKLU VE ILGIN
Ilgın, Anadolu Selçukluları döneminde başkent Konya’nın değerli bir su kentiydi. Haçlı Seferleri sırasında birçok kez yağmalanan Ilgın, Selçuklular döneminde, özellikle Alaaddin Keykubat ve II. Gyasettin Keyhüsrev dönemlerinde restore edilmiştir. Alaaddin Keykubat ve vezir Sahibinde Ata tarafından büyük bir sayfiye binası (hamam) yaptırılmıştır. Bu nedenle Ab-i Germ (Ilıca) şehri olarak anılmıştır.
Askerlere veya faydalı görülenlere topraktan belirli bir gelir sağlamak için Ilgın’a da tımar sistemi uygulandı. Erzincan’ı Alaaddin Keykubat’a teslim eden ve ona yardım eden Mengücekoğlu Davut Şah’a 1227 yılında Akşehir ile birlikte tımar olarak verilen İlgın, daha sonra Selçuklu veziri Ata Fakhreddin ve oğullarının eline geçmiştir.
Selçuklu veziri Sadaddin İsa’nın mezarı da bölgemizin Şikhbetrettin bölgesinde bulunmaktadır.
ANADOLU İLKELERİ SIRASINDA ILGIN
Anadolu Selçuklu devletinin son padişahının 1308 yılında Kayseri’de ölümü üzerine Anadolu’nun idaresi, Moğolların bir kolu olan ve Irak’ı yöneten İlhanlılar devletinin gönderdiği valilere geçti. Ilgın ise Beyşehir yöresini yöneten Eşrefoğulları Beyliği’nin eline geçti. Eşrefoğulları’nın 1307’de İlhanlılar tarafından tasfiye edilmesinden sonra Isparta hükümdarı Hamitoğulları’nın eline geçti. Hamid’in oğlu Hüseyin Bey tarafından 1381 yılında Osmanlı Padişahı I. Murat’a satılmıştır.
KARAMANOĞULLARI DÖNEMİNDE ILGIN
Ilgın Osmanlılara satıldıktan sonra Osmanlı-Karamanoğulları mücadelesinden sonra Karamanoğulları’nın eline geçmiş ve 15. yüzyılın başlarında Turgutoğulları idaresine geçmiştir. Bazı haberlere göre; Ilgın, Akşehir ve Aksaray, Osmanlı Padişahı I. Murat tarafından Karaman Bey’le evlendiğinde kızı Nefise Hatun’a çeyiz olarak verildi.
ILGININ OSMANLI DEVLETİNE KATILMASI
Karamanlı-Osmanlı savaşı sırasında Ilgın da sık sık el değiştirmiştir. 1467 yılında nihayet Fatih Sultan Mehmed tarafından Osmanlı Devleti’ne katılmış ve Akşehir Sancağı’na bağlanmıştır. Fatih döneminde Karaman vakıf ve emlak yazılmıştır. Mektubun sonunda Karaman ili 11 il ve 2 bucağa bölünürken, iller arasında Ilgın da yer aldı. Beyazıt’ın ikinci döneminde Karaman vilayetinin ikinci kitabesi derlenmiş ve bu kitabenin sonunda Ilgın kazası olarak belirtilmiştir. Ilgın, Anadolu platosunun merkezinde yer aldığı için Anadolu’ya yönelik her saldırıya maruz kalıyordu. Lala Mustafa Paşa, Kıbrıs’a giderken Ilgın’dan geçerek halk arasında Kurşunlu Camii olarak bilinen cami ve kervansaray yaptırmıştır. 1638’de Bağdat’a giderken Akşehir üzerinden Ilgın’a gelen IV. Ama bugün o sarayın kalıntıları yok.
Kuruluş tarihi çok eski olan Ilgın, cumhuriyetten önce bölge merkezi konumundaydı. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Konya’nın bir ilçesi kimliğini korumuştur.
Bölgemizde büyük bir taarruza geçilmeden önce Fakhrettin ALTAY Paşa komutasındaki 5. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından da denetlenmiştir.