ANADOLU’DA HAYVAN FİGÜRLÜ YAYGILAR
Gündegül PARLAR
Anadolu Türk Halı Sanatının geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. İlk halı buluntusu, Altay Dağları’nda, Pazırık Kurganı’ndan çıkarılan ünlü Pazırık Halısı’dır. Tarih olarak M.Ö. V.-lll. Yüzyıllara tarihlenen hayvan figürlü bu halı,Türkler’in Dünyaya bir armağanıdır.(Örnek 1) Anadolu halı sanatında hayvan figürlü halılar ayrı bir yer tutmaktadır. Anadolu Selçuklu Halılarında da hayvan figürleri görülmektedir. Meşhur hayvanlı bu halılar, Tibet’te bulunmaları dolayısıyla, Tibet Halıları adı ile tanınmışlardır. Adı geçen ve Sayın Oktay Aslanapa tarafından tanıtılan hayvanlı dört halı, yünün cinsi, tekniği ve renk bakımından Anadolu Halıları ile aynı özellikleri gösterdiğinden, Anadolu’dan sipariş üzerine yapıldığı tahmin edilmektedir. Yurt dışındaki müzelerde bulunan bu halılar (Örnek 2) bugün bulundukları yerlerin ismi ile bilinmekte olup, Cagan Halısı, Kırch Heim Koleksiyonu Halısı, Bruşettine Kolleksiyonu Halısı, Eskenazi/ Orıent Stars Halısı ve Çehre Halısı diye adlandırılmaktadır.[1]
Anadolu Selçuklu hayvan figürlü halılarından sonra, Beylikler Dönemi Halıları diye adlandırılan, bir grup figürlü halılar vardır. X1V-XV.yüzyılda dokunan bu halıları Türk Halı Sanatı Tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu halılar, Avrupalı ressamların tablolarında fon olarak kullanıldığından dolayı tanınmıştır.[2]
Hayvan figürlü bu halılar dört grupta incelenir. Birinci grupta hayvan figürleri, sınırları kesin çizilmeyen kareler içinde simetrik olarak verilmiştir. İkinci grupta, halı zemini küçük karelere ayrılmış, karelerin içinde tek başına duran hayvanlar sırt sırta bazen de karşılıklı olarak işlenmiştir. Bazı örneklerde ise hayvan çift başlıdır. Üçüncü grupta halı zemini iki kareye ayrılmıştır. Karelerden herbiri sekizgenlerle doldurulmuştur. Bunların içlerinde hayat ağacı etrafında yerleştirilmiş ejderler, tavus kuşları veya mücadele eden hayvan figürleri bulunmaktadır. Ming Halısı diye adlandırılan halı, bu tipin en ünlü örneğidir.[3]
Örnek 1 | Örnek 2 |
Örnek verilen Ming Halısı İslam Eserleri Müzesinde olup, birbirleriyle mücadele eden ejder ve zümrüt-ü anka kuşuyla süslüdür. Renginin sarı olmasından dolayı Ming sülalesiyle özdeşleştirilerek bu isimle anılması gelenek olmuştur. Dördüncü grupta ise kareler kaybolmuş, halı zemininde küçük madalyonlar içinde hayvan figürleri serpiştirilmiştir.[4]
Hayvan figürlü halıların en güzel örnekleri, Uşak Halılarında izlenmektedir. XVI. – XVII.yüzyıllarda Manisa, şehzadelerin yetiştirildiği bir merkez olduğu için, diğer şehirlere nazaran daha fazla ilgi görmüş, yakınında bulunan Uşak’ta da halı dokuma çok iyi değerlendirilmiştir. Uşak halılarında, Ejderli bir gruptan başka, Beyaz Zeminli ve Post Zeminli Uşak Halıları diye adlandırılan başka bir grup ta mevcut olup, halılarda kedi izi motifi ve kuş motifi de bulunmaktadır. Kuşlu Halı diye isimlendirilen bu halılarda iri çiçek motiflerinin uçları kuş şeklinde yapraklarla birbirine bağlanmıştır. Anadolu Halılarında kartal figürü en başta gelmektedir. Bugün çoğu İstanbul Vakıflar Müzesinde bulunan bu hayvanlı halılarda, ejder, kaplumbağa, akrep, kertenkele gibi hayvanlar bulunmaktadır.
İlk Türk halısı olan Pazırık Halısı ile isimlerini verdiğimiz Anadolu halılarındaki hayvan figürleri, Türk Mitolojisi ile doğrudan ilgilidir.[5] Pazırık Halısı’ndaki birbirleriyle mücadele eden hayvan figürleri, Büyük Selçuklu ve bilhassa Anadolu Selçuklu Sanatında, taş, alçı, seramik, ve çini örneklerinde gördüğümüz figürlerle benzerdir. Kubadabad Sarayı’nda, Denizli Ak Han’da, Aksaray-Konya Sultan Han’da da görüldüğü gibi, hayvan mücadele sahneleri veya tek sıra hayvanlar tasarımı gene halıdaki örnekler paralel olarak aynı yorumlarla yapılmıştır.
Halılarda görülen bir diğer hayvan motifi de ejderlerdir. Bu halılardan, XVIII. yüzyıla tarihlenen, bugün Vakıflar Müzesi’nde bulunan (Örnek 3) Divriği Ulu Camii’nden getirilmiş olan ejderli halı bunlardan biridir. Hayat ağacı etrafında ejder ile birlikte, küçük kertenkele motifleri de yer almaktadır. 543-250 cm ebadındaki bu halıda, sırt sırta vermiş sekiz adet ejder, kuş başları, 8 simurg, 8 kertenkele,12 tavus kuşu başı bulunmaktadır.
Bir diğer ejderli örnek ise, gene Vakıflar Müzesi’nde bulunan, 293-200 cm. ebadındaki, halının kenar bordürlerinde 28 adet ejder motifinin yer aldığı halıdır.[6] (Örnek 4) Halıda, ayetlik içerisinde yatık bir şekilde (S) şeklinde işlenen ejder motifleri çift başlı olarak verilmiştir.( Örnek 5) XVl-XVll. Yüzyıl Gördes Halılarında, ayetlik içinde figürler yer almaktadır.
Ejder motifi Osmanlılar Dönemi’nde, XV-XVl. yy. Uşak, Gördes halılarının başka, aynı geleneği sürdüren Bergama yöresi halılarında da stilize edilerek kullanılmıştır. XVll. yy. dan itibaren de Gördes, Kula, Kırşehir gibi halı merkezlerinde değişik ejder motifleri bulunan halılar dokunmaya devam edilmiştir. Umumiyetle ejder motifi halının dar kenarları üzerinde, ayetlik veya sandık denilen dikdörtgen çevreler içinde yatık ( S ) şeklinde ve iki yana doğru ilerler bir biçimde dokunmuştur.
Anadolu’da halk arasında ejder ve yılan, ejderha gibi motifler aynı anlamları ifade etmekte, Batı Anadolu’da Milas yörelerinde, Orta Anadolu’da da Kilimler üzerinde görülmektedir.[7] Günümüzde de Anadolu’da düz dokuma yaygılarında “yılan” veya “eğri” diye tabir edilen çengel şeklinde süslemeler mevcuttur.
Örnek 3 | Örnek 4 |
Örnek 5 |
Zili dokumalarında, özellikle Batı Anadolu Bölgesi’nde “ dolaşık, yılan, yılan dolandı, evren, dolaşan evren,” diye isimlendirilen desenler, ejder ve yılanı ifade etmektedir. Bunlar arasında“evren “ismi” ilginçtir. Zira, Orta Asya’da kullanılan “ evren “ motifinin, Anadolu’ya kadar geldiğini ve aynı anlamı ifade ederek kullanıldığını göstermektedir.
Ejderler halıda “ çin bulutu “ ismiyle de XVl. Yüzyıldan günümüze kadar belirgin bir biçimde, özellikle de saray halılarında çiçek motifleri arasında görülmektedir. “Ejder” veya “yılan” halı ve kilimin dışında, cicim, zili gibi düz dokumalarda da, çift biçimde veya yan yana durur şekilde verilmektedir. Malatya, Zara (Sivas) yörelerinde XVlll-XlX.yy. dokumalarda ejder figürü görüldüğü gibi, ayrıca XIX.yy., Ayvacık (Çanakkale) halılarının kenar bordürlerinde de stilize edilmiş ejder figürleri bulunmaktadır..
Yaygılarda bolca kullanılan ejder Türk Sanatı’na Çin’den geçmiş, Orta Asya kökenli bir motiftir. Eski Türkçe metinlerde, ”kök-luu, büke, evren, nek, abırga “gibi ismlerle bilinmektedir. Araplar, Osmanlı çağına kadar “nihang “ daha sonraları “tannin,” Moğollar, “moghur,” İranlılar “ ejderha” demişlerdir.[8] Kaynaklarda Orta Asya’da doğuda yaşayan Türklerde “büke, evren, nek” su kaynaklarını ve bulutları temsil etmekte olup, astroloji ile ilgilidir. Çin ve Uygur kozmolojisinde dört yön hayvan simgesiyle gösterilmektedir. Türk Budist metinlerinde “kök-luu” gök gürültülü ve yağmur sembolü olup, hükümdar ile özdeşleştirilmiştir. Ejder Orta Asya’da gece ile gündüzün meydana gelmesini temin eden, dünyanın dönmesini sağlayan, iyilik, kötülük, kahramanlık sembolüdür. Orta Asya inanışında ejder çift olarak veya çift başlı sembollerle kozmik bir tılsımdır ve Gök kubbenin en altındaki Çığrı ( çark) sını (felek) bir çift semavi ejder çevirmektedir. Gücü, gök gürültüsü ve yağmuru sembolize etmektedir.
Sümer efsanelerinde, Gilgamış Destan’ında, Yunanda Asklepıos’da çift başlı yılan şifa dağıtıcısıdır. Hz.Musa’nın bastonu ejder şeklini alarak Allahın mucizesini insanlara göstermiştir. Göktürk Kağanı Kültigin’in M.S.732 de diktirdiği Orhon Anıtları’nda, Uygur Bilge Kağan Anıtı’nda ejder bekçilik yapmaktadır.[9] İlhanlı bayrağının sembolü olan ejder, Anadolu Selçukluları’nda hemen hemen her materyalde kullanılmıştır. Kayseri- Sivas Tuzhisarı Sultan Han’ın Köşk Mescidi üzerinde yer alan çift başlı ejder, Konya Kalesi’nden gelen ve bugün İnce Minareli Medrese’de bulunan çift başlı ejder kabartması, Erzurum Çifte Minareli Medrese portalinde hayat ağacı ile birlikte çift başlı ejder, Cizre Ulu Cami’nin ejder başlı kapı tokmağı, ejder çörtenler, Artuklu paralarında görülen ejder motifler, evrenseldir. Çin’den Meksika’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar her bölgenin kültündeki inanç ve düşüncelerle kullanılmış, sanat ve kültürün bir parçası olan halı ve diğer yaygılarda da bu gelenek devam etmiştir.
DİPNOTLAR
[1] Oktay, ASLANAPA, Türk Halı Sanatında Yeni Keşifler, Arış, Sayı 2, Atatürk Kültür Merkezi Yayını,1997,10
[2] Gönül,ÖNEY, Anadolu- Türk Halısının Serüveni,Arış, Sayı 2, Atatürk Kültür Merkezi Yayını,1997,52
[3] Bekir, DENİZ, Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygılar, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 2000, 25
[4] Bekir, DENİZ, Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygılar, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 2000, 27
[5] Gönül,ÖNEY, Anadolu- Türk Halısının Serüveni, Arış, Sayı 2, Atatürk Kültür Merkezi Yayını,1997,50
[6] Sadi, BAYRAM, Vakıflar Genel Müdürlüğü Halı Müzesinde Bulunan Hayvan Figürlü Halılarda Ejder- Kaplımbağa- Akrep- Kertenkele Figürü, Türk Soylu Halklarının Halı Kilim ve Cicim Sanatı Uluslararsı Bilgi Şöleni Bildirileri, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara,1996, 66
[7] Bekir, DENİZ, Anadolu –Türk Dokumalarında Ejder Motifi, Türk Soylu Halklarının Halı Kilim ve Cicim Sanatı Uluslararsı Bilgi Şöleni Bildirileri, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara,1996, 66
[8] Bekir,DENİZ, Anadolu-Türk Dokumaları, a.g.m. 102
[9] Emel, ESİN, İslamiyetten Önceki Türk Kültür Tarihi ve İslama Giriş,Edebiyat Fakültesi Matbası,İstanbul,1978, 49-53
KAYNAKÇA
ACAR, Belkis, Kilim ve Düz Dokuma Yyagılar, Akbank Yayınları, İstanbul,1975, ASLANAPA, Oktay,Türk Halı Sanatında Yeni Keşifler, Arış, Sayı 2, Atatürk Kültür Merkezi Yayını,1997,
BAYRAM, Sadi, Vakıflar Genel Müdürlüğü Halı Müzesinde Bulunan Hayvan Figürlü Halılarda Ejder- Kaplımbağa- Akrep- Kertenkele Figürü, Türk Soylu Halklarının Halı Kilim ve Cicim Sanatı Uluslararsı Bilgi Şöleni Bildirileri, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara,1996,
DENİZ, Bekir, Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygılar, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 2000,
DENİZ, Bekir, Anadolu –Türk Dokumalarında Ejder Motifi, Türk Soylu Halklarının Halı Kilim ve Cicim Sanatı Uluslararsı Bilgi Şöleni Bildirileri, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara,1996,
DURUL, Yusuf, Anadolu Kilimlerinden Örnekler, Akbank Yayınları, İstanbul, 1985
DURUL, Yusuf, Yörük Kilimleri, Akbank Yyaınları, İstanbul, 1985
ESİN, Emel, İslamiyetten Önceki Türk Kültür Tarihi ve İslama Giriş,Edebiyat Fakültesi Matbası,İstanbul,1978,
KIRZIOĞLU, Neriman Görgünay, Eşme Kilimleri, Atatürk Kültür Merkezi, Ankara, 1994
ÖNEY, Gönül, Anadolu Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve El Sanatları, Türkiye İş Bankası, Ankara, 1978
ÖNEY, Gönül, Anadolu- Türk Halısının Serüveni,Arış, Sayı 2, Atatürk Kültür Merkezi Yayını,1997,
TÜRKMEN, Nalan, Orta Asya Türkmen Halıları ile Tarihi Anadolu-Türk Halılarının Ortak Özellikleri, Atatürk Kültür Merkezi, Ankara, 2001